Sina Koloğlu’nun sosyal medya hesabında, ” La Casa de Papel neden Türkiye’yi seçti” başlıklı yazısında şunları yazdı:
La Casa de Papel Berlin Netflix’te yayında ve ilk sırada. Bizi ilgilendiren bölüm ekibin yaptığı 44 milyon avroluk soygunun Türkiye ayağı. Mücevherler ve değerli takılar Paris’ten kaçırılan, Türkiye’de yeniden eşyaya dönüştürülüyor.
Berlin ‘Böylece bizi suçlayacak delil kalmamış oluyor’ diyor sevgilisi Camille’ye. 3 milyon 800 bin avro para, Ankara’dan ilk taksit Berlin’e geliyor. Sanırım dizinin bu ayrıntısı merak konusu olacak. ‘Bizi kötü gösteriyorlar’ diyenler olmaya başladı bile. Bir de ’Mafyanın cirit attığı bir ülke olmadık mı? Avrupa’nın mafyaları buralarda, yapılan operasyonlardan görüyoruz’ diyorlar. Berlin aşık olduğu Camille ve arkadaşına bu parayı veriyor. Son sahnede Damian ile ‘Para bitti yeni bir soygun yapmamız lazım’ diyor. Belki ikinci sezonda Türkiye‘deki hikaye daha da netleşir.
GEZİYE GÖNDERME VAR
Dizi ‘La Casa de Papel’ ülkede çok beğenildi. Bir kesim ’dizi gençleri isyana teşvik ediyor’ diye diretti. Rağmen, 12 milyondan fazla izleyici ‘Casa de Papel’i takip etti. Adına kafe açıldı. ‘Karakterleri, yeni bir Gezi yaratmak için isyan sembolü olarak kullanmaya çalışıyorlar’ diyenler de oldu. Şimdi bu mücevherlerin Türkiye’de ‘paraya dönüştürülmesi’ olayını bakalım nasıl yorumlayacaklar?
Tabii dizi ile ilgili yazı ayrı bir konu… Şu kadar söyleyeyim soluksuz izleniyor. ‘Teknik ve sanatsal gösteri’ diyenler var. Bir bilgi bu 8 bölüm için; 146 mekan, 287 set, 65 aktör ve aktris, 1.400’den fazla figüran ve dokuz ay süren uzun bir çekim süreci oldu.
