Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan önemli açıklamalar

5

“`html

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan Önemli Açıklamalar

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, katıldığı canlı yayın programında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Yılmaz’ın beyanları özetle şu şekilde:

Bu tutuklama işleminin iki temel boyutu bulunuyor; birincisi yolsuzluk, diğeri ise terör ile ilgili. Dosyada önemli iki nokta öne çıkıyor. Bu, hukuki bir süreç. Dosyanın içeriğine dair değerlendirme yapmadan olumlu ya da olumsuz yorumlar yapmanın haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bağımsız yargı, dosyanın geçerliliğini belirleyecek olan organdır ve bu süreci birlikte takip etmeliyiz. Siyasi bir değerlendirme yapmanın son derece yanlış olduğunu belirtmek isterim.

“Siyasi Olarak Nitelendirmek Yanlış”

Geçici tedbir olarak belediye meclisi, kendi içinden geçici bir başkan seçecektir. Bu, tanımlanmış bir hukuki prosedürdür. Ancak bunu siyasete malzeme yapmak, son derece hatalıdır. Belediye meclisinin çoğunluğu Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) üyelerinden oluşmakta. Daha önceki büyükşehir belediye başkanları ve CHP’nin bazı kadroları konuyu gereksiz yere siyasallaştırdılar. Şu anda ortada bir seçim yok, buna rağmen bir adaylık süreci yürüyor. Olmayan bir seçim için önseçim yapmak tuhaf. Neden bu kadar acele ediyorlar? Adaylık süreci oluşturma amacıyla bir algı yaratıldı.

“Ekonomiyi Etkileyen Faktörler”

Adaylık süreci için öncelikle bir seçimin gerçekleşmesi gerekiyor. Bu durum oldukça garip değil mi? Seçime 2.5 – 3 sene varken, önseçim yapmak amacıyla sıkıştırılmaya çalışılıyor. Her bireyin uygun sınırlar içinde protesto yapma hakkı vardır, ancak yargı süreci tamamlanmadan kimseyi suçlamak ya da masum ilan etmek mümkün değil. Bu süreçte, maalesef sokaklar marjinal grupların etkisiyle terörize oldu. Bu durum, demokratik protestoların ötesinde olumsuz manzaralara yol açtı. Şiddet ve hakaret olayları kabul edilemez. Hukuk devletinde, eleştiri ve protesto yöntemleri bellidir. Eğer demokratik değerlere saygı gösteriyorsak, tepkimizi bu çerçevede iletmemiz gerekmektedir. Son dönemde istikrarsızlık yaratma çabaları gözlemleniyor, ancak kargaşanın ekonomiyi olumsuz etkilediğini belirtmek isterim.

“Ülkemizin Ekonomisi Üzerine Düşünmeli”

Dış dünyaya verilen mesaj, Gezi Parkı benzeri bir hareketlilik oluşturma niyeti taşıdı; bu durumun ekonomik yansımaları olumsuz olabilecekti. Ancak bu kaygıların yanlış olduğu kısa zamanda anlaşılacaktır. Ülkemizde huzur ve istikrar mevcut. Bunu bozmaya kimsenin hakkı yok. İktidar ve muhalefet, ülkemizin istikrarıyla ilgili sorumluluk taşımalı. Ekonomik güvenlikle ilgili bir bağ görmemek mümkün değil. Güvenlik ortamı iyileştikçe, ekonomik sorunlar da kendiliğinden azalacaktır.

“Suç İşleyenlere Eşit Mesafe”

Kim suç işlemişse, yargının bunun üzerine gitmesi gerekir. Yargı, iktidar veya muhalefet demeden kanıtlarla ilgilenmek zorundadır. Yargının incelediği konuların birçoğu CHP’nin içinden gelen hususlarla ilgili. Eğer suç işlemişse, herkes hesap vermek zorundadır. Bir AK Parti belediye başkanı hatalı bir işlem yapmışsa, tüm partiyi suçlayamayız; bu CHP için de geçerlidir. Burada yapılan, tam anlamıyla bir ayrım yapmadan, suçu yargı yerine siyasete çekme çabasıdır.

“Siyasetçilerin Sorunlu Davranışları”

Sayıları belirten ve yönlendirmelerde bulunan siyasetçiler dikkatli olmalıdır. Sosyal medyada yapılan hazırlıkların belirli bir amacı olduğu görünüyor. İktidara muhalefet olarak öne çıkan kesimler, bu durumu fırsata çevirerek sokağa çıkmayı düşünebilir. Siyasetçilerin sorumlu davranmaları gerekir. Sokakta protesto düzenlemek mümkün; ancak ‘hukuku tanımıyorum’ demek, kendi içinde çelişkili bir durumdur.

“CHP’nin Ön Seçim Süreci Tartışmalı”

CHP’nin ön seçim süreci üyelerle başladıktan sonra, üye olmayanlar da dâhil edildi. Bir kişi, 10 kez oy kullanabilir. Hakim gözetiminde bu sonuçlarından emin olamayız. Türkiye’de yapılan seçimde Cumhurbaşkamız, %52 oy oranıyla seçildi. CHP’nin kendi içindeki tartışmalar ve erken seçim talepleri ülkemize zarar veriyor. Bu durumu bir an önce düzeltmeleri gerektiğini düşünüyoruz.

“Ekonomi Endeksleri Olumlu Gidişat Gösteriyor”

Ekonomide, sağlam temellerin yanı sıra dönemsel olaylar da meydana gelebilir. Bugün itibarıyla, cari açığımız tarihsel en düşük seviyelerde. Bütçe açığımız da kontrol altında tutuluyor. Yüzde 3,2 oranında büyüme kaydedildi ve işsizlik oranları tek haneli rakamlarla seyrediyor. Tüm bu göstergelere bakıldığında, olumlu bir iyileşme dikkat çekiyor. Ekonomik güvenlik ortamı artırıldıkça, geçici etkiler kendiliğinden olumsuz etkileri ortadan kaldıracaktır.

“Kısa Dönemli Etkiler Olacak”

Elbette rezervlerde bir kayıp söz konusu. Merkez Bankası ve SPK, gerekli önlemleri alarak durumu kontrol altına almaya çalıştı. Bu geçici etkilerin, piyasalarda belirli bir süre etkisi olacaktır. Önemli olan, sorunların kısa vadeli kalması ve daha köklü bir kriz yaşanmamasıdır. Cumhurbaşkanımızın açık ve net bir programa verdiği destekle, bu çalışmalar kararlılıkla sürdürülmektedir.

“Boykot Çağrıları Zararlı”

Ana muhalefet liderinin yaptığı boykot çağrıları gerçekten üzücü. Ekonomi ile ilgili ciddi eleştirilerde bulunurken, aynı zamanda ülkemizin milli şirketlerini hedef gösteriyorlar. Türkiye’nin milli projelerine zarar vermek, sorumsuz bir yaklaşım. Yerli üretime yapılan zarar, hem işçileri hem de ülkemizin kaynaklarını etkileyecektir. CHP’nin ekonomik vizyonu konusunda kaygılarım var. Umuyorum ki, CHP içindeki sorumlu bireyler, bu duruma çözüm önererler.

“Bütünsel Bir Yaklaşım Gerekiyor”

Mehmet Bey, yalanlamalarla zaman harcıyor. Bu ülke hepimizin ve olumsuz söylentilerle hükümete zarar vermeye çalışmak, kimseye fayda sağlamaz. İktidara gelen bir partinin ne tür hizmetler vereceği konusunda birçok soru var. Sayın Cumhurbaşkanımızın siyasal desteği olmadan bu program yürütülebilir mi? Güçlü bir siyasi iradenin arkasında durarak, bu programın hayata geçirilmesi gerekmektedir.

“`

Mehmet Şimşek