“`html
Suriye’deki Gelişmeler ve Nusayri Teröristler
Öncelikle belirtmekte fayda var ki, “Suriye’de Alevi katliamı var” ifadesini zihinlere taşıyan İsmail Saymaz, yalnızca kelimelerin dikkatli seçilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Bu konudaki en önemli nokta şu: Yazılarında açık bir anlatım kullanarak, cımbızla çekilip yanlış yorumlara yol açacak ifadelerden kaçınmam gerekiyor.
Yanlış Anlaşılmaları Önlemek İçin Doğru Terimler
Yazımda kullandığım cümleye “Nusayri teröristleri” ifadesini ekleseydim, Türkiye’de sıkça karşılaşılan “Sünni terör unsurları” ve “İslami cihatçılar” gibi kavramsal çerçevelere daha uygun düşerdi.
Görüşlerimi daha net ifade etmeyi amaçlarken, bu eklemeyle yanlış anlamaların önüne geçebilirdim. Bunun için herkesten özür diliyorum.
Suriye’deki Durumun Dikkate Alınması Gerekiyor
Son 14 yıl boyunca Suriye’deki Nusayri yönetimi, emperyalist güçlerden aldığı destekle, sayı olarak 600 bin civarında olduğu tahmin edilen Sünni Müslümanları çeşitli yöntemlerle katletti. Bu süreçte ben ve benim gibi birçok kişi, Nusayri azınlık rejimine karşı durmaya devam etti.
Buna rağmen, Taksim için “Alevi katliamı var” iddialarını gündeme getirenler, ölümleri normalleştirici bir tavır sergiledi. Öfkemiz büyüdü ve bu karanlıkla savaştık, mücadele ettik.
Kimyasal Saldırılar ve Sivil Ölümler
2013’teki Doğu Guta’daki kimyasal saldırıda, birçok kişi hala gerçeklerin üstünü örtmeye çalıştı. İsmail Saymaz ve benzeri isimler, sivil halkın değil, cihatçıların öldürüldüğünü iddia ederken, kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere ölümler belgeleniyordu.
Sednaya Hapishanesi gerçeği dünya gündemine düştüğünde, bu sessizlik ve inkârlar devam etti. Savaş suçlarına karışmamış olan sivil nüfusa karşı kışkırtmalar yapıldı, Suriyeli kardeşlerimize “sığıntı” denildi.
Geleceğe Bakış
Bugün, Suriye’nin kahraman evlatları Nusayri diktatörlüğü tarih sahnesinden silmeye çalışırken, yeniden “cihatçı terörist” söylemleri popüler hale getirilmektedir. Bu Nusayri mensupları, geçmişteki soykırımlardan kurtulmuş gibi görünse de, yeni bir çok tehlikeyle karşı karşıyadırlar.
Elbette savaşa karışmamış hiçbir sivilin hayatını kaybetmemesi gerekir. Ancak Suriye’de gerçek durum, terörle mücadele sürecinde sivilleri de koruyarak, Nusayri teröristlerine karşı bir mücadele yürütmektir.
Peki Neden Bu Tartışma?
Türkiye’de “Alevi katliamı” tartışmalarının arkasında birçok neden var, ancak Abdullah Öcalan’ın PKK’ya yönelik silah bırakma çağrısı en önemli sebeplerden biridir.
Şimdi, Nusayri şeyhlerinin İsrail’i Suriye’ye davet etme çabalarına tanık oluyoruz. Bu gelişmeler, Nusayri teröristlerin destek arayışlarının bir sonucudur. Ne yazık ki, Nusayri azınlık, geçmişteki acıların üstüne hala ihtirasla yaklaşabilir, ama Suriye halkı buna fırsat vermeyecektir.
Suriye’deki Savaş Durumu ve Adalet
Türk makamları, savaş döneminde destekledikleri suçları işleyen bireyleri tespit edip yargılamalıdırlar. Ancak artık savaş ortamı sona erdiği için, bu insanların adalete teslim edilmesi mümkün olmalıdır.
Türkiye’deki Nusayriler İçin Mesaj
Son olarak, Türkiye’de yaşayan Nusayrilerin rahat bir yaşam sürmeleri gerektiğini belirtmek istiyorum. 800 yıllık bir kardeşlik geçmişimiz var ve Anadolu’da barış içinde yaşamaya devam edeceğiz. Nusayri azınlık rejiminin tarihin karanlığına gömülmesiyle birlikte, bölgemizdeki huzurun yeniden sağlanması için hiçbir engel kalmamıştır. Umarım bu mesajım yeterince açık olmuştur.
“`
More Stories
İzmir’den Emeklilere Kira ve Alışveriş Desteği
Bodrum’da Milyon Dolarlık Motoryat Yandı
Spot piyasada elektrik fiyatları – 2 Mart 2025