Kadınlar hayatın ta kendisidir

Müjde Işıl – Geçen sene İstanbul Film Festivali’nde gösterilen “Bir İstanbul Üçlemesi: Meze-Müzik-Muhabbet” adlı üç kısa filmini izlemiştik en son Ferzan Özpetek’in. İstanbul’a sevdasını anlatan bu üçlemenin ardından yeni uzun metrajıyla karşımızda. Hem de İtalya’da ticari açıdan hayli başarılı olmuş ve 2.6 milyonun üzerinde seyirciye ulaşmış bir filmle. 

“Diamanti/Elmaslar”, dönemin yıldızlarını bir araya getiren eski Hollywood yapımlarını anımsatan bir ihtişama sahip. Özpetek, İtalya’nın sevilen 18 aktrisini aynı filmde buluşturmuş. Bu, İtalyan seyircisini fazlasıyla heyecanlandırmış ve salonlara çekmiş olmalı. Ama Özpetek aslında iki evrensel temayı öne çıkarmak için çekmiş bu filmi. İlki, kadın dayanışmasına ve kadın emeğine övgü, diğeri de sinema sanatının mutfağına içeriden bakış ve saygı duruşu. 

“Elmaslar”, 1970’li yılların Roma’sında prestijli bir dikiş atölyesinde geçiyor. Atölye, Oscar’lı ünlü kostüm tasarımcısı Bianca’nın yeni filminin kostüm işlerini alıyor. Biz de bu vesileyle atölyedeki kadınların ilişkilerine ve hayatlarına odaklanıyoruz. İçlerinde iyi erkeklerle yolu kesişmiş olanlar da var ama bazıları en büyük darbeyi eşten, babadan almış. Hayatlarındaki zorlukları atölyede birlikte çalışarak atlatmaya çalıyorlar. Kadın kıskançlığı ise tiyatrocu ve sinemacı iki oyuncu arasında var olup tatlıya bağlanıyor hemencecik. Onun dışında Özpetek, her zorluğun üstesinden gelebilen kız kardeşliğin gücünü, duygusal diyaloglarla seyirciye aktarıyor. 

Duygusal ve samimi 

Filmin duygusallığı ve samimiyeti hayli etkileyici. Tabii ki bir Özpetek filmi klasiği olarak geniş sofralar, güzel yemekler, iz bırakan şarkılar da… Film, kostüm tasarımı ve sinematografi açısından çok başarılı. Özpetek önceki filmlerindeki geçmiş ile bugünü kesiştirme tarzını bu sefer hem film içinde film hem de dönem filmi içinde dönem filmi çekmeye dönüştürmüş. Senaryo açısından ise en büyük handikap, çok karakterli yapının detayları engellemesi ve yüzeysel kalması. Çoğu karakterin fon gibi göründüğü senaryoda öne çıkan karakterlerin ise derinlemesine yazıldığını söylemek kolay değil. Örneğin Bianca’nın neden kendini yetersiz hissettiğini ve eskizini bir türlü uygulayamadığını anlamlandırmak zor. 

İtalyan aktrisleri bir araya getiren filmin bizim açımızdan sürprizi ise Ferzan Özpetek’in hikâyede önemli bir yer tutan oyunculuğu. İlk defa Özpetek’i kendi filminde bu kadar uzun süre ve kilit bir rolde oyuncu olarak izliyoruz. Aslında oyuncu demek tam olarak doğru olmayabilir. Kendini canlandırıyor esasen. Filmin kişisel olarak onun için anlamı büyük olsa gerek. Özellikle Bernardo Bertolucci’nin “Son İmparator”unun finalini anımsatan sahnede bunu fazlasıyla hissetmek mümkün. 

Neredeyse Oscar’a gidecekti

“Elmaslar”da Sara Bosi, Loredana Cannata, Geppi Cucciari, Anna Ferzetti, Aurora Giovinazzo, Nicole Grimaudo, Milena Mancini, Paola Minaccioni, Carmine Recano, Elena Sofia Ricci, Lunetta Savino, Vanessa Scalera, Carla Signoris, Kasia Smutniak, Mara Venier, Giselda Volodi ve Milena Vukotic gibi İtalya’nın çok sevilen oyuncuları rol alıyor. 
“Elmaslar”, 2026’da dağıtılacak 98. Akademi Ödülleri’nde En İyi Uluslararası Film kategorisinde İtalya’yı temsil etmek için yarışan 24 yapım arasına girdi. Ancak ipi göğüsleyen, Francesco Costabile imzalı “Familia” oldu. “Familia”, Luigi Celeste’nin anılarına dayanıyor ve 2000’lerin başında ailesine sürekli şiddet uygulayan baba Franco ile faşist çetelerin kurbanı olan oğlu Luigi’yi anlatıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir